Glütensiz Beslenme Herkes İçin Doğru mu? Uzmanlardan Kritik Uyarılar!
Glütensiz beslenme son yıllarda sağlıklı yaşam trendlerinin en popüler başlıklarından biri hâline geldi. Market rafları glütensiz etiketli ürünlerle dolarken, sosyal medyada bu beslenme tarzının zayıflamadan enerji artışına kadar pek çok fayda sağladığı iddia ediliyor.
Glütensiz Diyet Kimler İçin Zorunlu?
Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. H. Tarık Kani, glütensiz beslenmenin yalnızca belirli kişiler için uygun olduğunun altını çiziyor. Glüten, buğday, arpa ve çavdar gibi tahıllarda doğal olarak bulunan bir protein. Sağlıklı bireylerde bu proteini sindirme süreci her ne kadar tamamen gerçekleşmese de ciddi bir sağlık sorunu oluşturmuyor.
Ancak çölyak hastalarında durum tamamen farklı. Çölyak, bağışıklık sisteminin glüteni tehdit olarak algılaması sonucu ince bağırsaklara saldırdığı bir hastalık. Bu nedenle glüten tüketimi bağırsak yüzeyinde ciddi hasarlara neden olabiliyor. Doç. Dr. Kani, bu kişilerin mutlak suretle glütensiz beslenmesi gerektiğini belirterek tek tedavi yönteminin glüteni tamamen kesmek olduğunu vurguluyor.
Çölyak Olmayan Glüten Duyarlılığı da Artıyor
Son yıllarda tıpta 'çölyak olmayan glüten duyarlılığı' kavramı daha sık kullanılıyor. Bu gruptaki bireylerde çölyak hastalığına benzer şikyetler görülüyor; şişkinlik, halsizlik, hazımsızlık gibi belirtiler yaşam kalitesini düşürüyor. Ancak yapılan endoskopik incelemelerde bağırsaklarda çölyaktaki kadar belirgin bir hasar saptanmıyor. Kan testleri de çoğu zaman normal sonuç veriyor.
Bu nedenle teşhis süreci daha karmaşık bir şekilde ilerliyor. Hastalar, glütenli ve glütensiz dönemler arasında izlenerek semptomların hangi beslenme şeklinde arttığı ya da azaldığı üzerinden tanıya götürülüyor. Bu hastalar için de glütensiz beslenme öneriliyor ancak kesin tanı uzman kontrolü olmadan konulamıyor.
Glütensiz Beslenmek Sanıldığı Kadar Kolay Değil
Glütensiz diyete geçmek yalnızca market raflarından 'glütensiz' yazan ürünleri almakla sınırlı değil. Tüketilen birçok yiyecekte glütenin iz miktarda bulunması bile hassas kişilerde sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Bu nedenle özellikle çölyak hastalarının detaylı bir diyet danışmanlığı almadan glütensiz yaşama geçmesi önerilmiyor.
Doç. Dr. Kani, glütensiz gıdaların tanımına dikkat çekiyor:
'Bir ürünün glütensiz sayılabilmesi için 1 kilogramında 8 mg'dan daha az glüten bulunması gerekir. Ancak hiçbir buğday ürünü doğal hliyle tamamen glütensiz değildir.'
Bu nedenle ürünlerin üretim süreçleri, çapraz bulaşma ihtimalleri ve saklama koşulları titizlikle takip edilmelidir.
Sağlıklı Bireyler İçin Dengeli Beslenme Daha Önemli
Peki glütensiz beslenme, glütene karşı hassasiyeti olmayan sağlıklı bireyler için faydalı mı? Bilimsel çalışmalar, glütensiz beslenmenin sağlıklı kişilerde belirgin bir yarar sağlamadığını gösteriyor. Aksine, gereksiz yere glütensiz beslenmek bazı vitamin ve mineral eksikliklerine yol açabiliyor.
Glütensiz ürünlerin çoğu lif bakımından yetersiz olduğu için sindirim problemlerine zemin hazırlayabiliyor. Ayrıca ürünlerde yapay karbonhidratların ve katkı maddelerinin daha fazla yer alması, kilo artışı ve metabolik sorunlara neden olabiliyor. Uzmanlara göre bu tür riskler kardiyovasküler hastalık ihtimalini de artırabiliyor.
Bu nedenle glütensiz beslenme sadece tıbbi gereklilik olması durumunda tercih edilmeli; sağlıklı bireylerin ise dengeli, çeşitli ve doğal besin öğelerini içeren bir beslenme modeline yönelmesi öneriliyor.
Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım