Gazlı İçecekler Depresyon Riskini Artırıyor mu? Uzmanlar Kadınları Uyarıyor

Gazlı içecekler uzun zamandır obezite, diyabet ve kalp hastalıkları gibi fiziksel sağlık sorunlarıyla ilişkilendiriliyordu. Ancak son dönemde yapılan bilimsel çalışmalar, bu içeceklerin ruh sağlığı üzerindeki etkilerini de tartışmaya açtı.

Gazlı İçecekler ile Depresyon Arasındaki Bağlantı

Son yıllarda yapılan uluslararası araştırmalar, gazlı içeceklerin yalnızca metabolik sistemi değil, beyin kimyasını da etkileyebileceğini ortaya koyuyor. ABD'de saygın tıp dergisi JAMA Psychiatry'de yayımlanan 2024 tarihli bir çalışmada, düzenli olarak gazlı içecek tüketen kişilerin depresyon tanısı alma ihtimalinin yüzde 30 oranında arttığı saptandı.

Araştırma kapsamında binlerce yetişkinin beslenme alışkanlıkları ve ruhsal sağlık durumları uzun vadede incelendi. Özellikle günde birden fazla şekerli soda içen kadınlarda depresif semptomların çok daha sık görüldüğü belirtildi. Bağırsak florasında Eggerthella isimli bakterinin artışı, bu durumun önemli biyolojik mekanizmalarından biri olarak öne çıktı.

Bağırsak Florası Beyin Sağlığını Nasıl Etkiliyor?

Gazlı içeceklerin ruh sağlığı üzerindeki olası etkilerinin temelinde, bilim dünyasında son yıllarda sıkça tartışılan bağırsak-beyin ekseni bulunuyor. Bağırsakta yaşayan yararlı bakteriler, serotonin gibi mutluluk hormonlarının üretiminde önemli bir rol oynuyor. Aşırı şekerli veya yapay tatlandırıcılı içeceklerin bu bakterilerin dengesini bozması, serotonin seviyelerinin azalmasına ve duygu durum bozukluklarına zemin hazırlayabiliyor.

Ayrıca yüksek miktarda şeker tüketimi, vücutta iltihaplanmayı ve oksidatif stresi artırıyor. Bu durum beyin bölgelerinde nörokimyasal dengesizliklere yol açarak uzun vadede depresif ruh hllerinin gelişmesine katkıda bulunabiliyor. Bu biyolojik süreçler özellikle hassas gruplarda daha belirgin etkiler gösteriyor.

Diyet İçecekler Sanıldığı Kadar Masum Değil

Araştırmaların büyük bölümü klasik şekerli sodalara odaklansa da, diyet gazlı içeceklerin de benzer etkiler yaratabileceğine dair bulgular artıyor. Aspartam ve sukraloz gibi yapay tatlandırıcıların bazı amino asit yollarını etkileyerek nörotransmitter dengesini bozabileceği ileri sürülüyor.

Japonya'da yapılan uzun süreli bir takip çalışmasında, haftada dört veya daha fazla kez diyet gazlı içecek tüketen kişilerde depresyon belirtilerinin anlamlı şekilde yükseldiği tespit edildi. Brezilya ve Avrupa'da yürütülen epidemiyolojik çalışmalar da benzer sonuçlar ortaya koydu. Ancak uzmanlar, bu çalışmaların çoğunun gözlemsel olduğuna dikkat çekerek, kesin sonuçlar için daha fazla klinik araştırmaya ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.

Ruh Sağlığını Korumak İçin Sağlıklı Alternatifler

Gazlı içecek tüketiminin azaltılması, sadece fiziksel sağlık açısından değil ruhsal dengeyi korumak açısından da büyük önem taşıyor. Uzmanlar, özellikle gençler ve kadınların bu konuda bilinçlenmesi gerektiğini vurguluyor. Günlük içecek tercihlerini su, maden suyu veya şekersiz bitki çayları yönünde değiştirmek bağırsak sağlığını destekleyebilir.

Ayrıca probiyotik içeriği yüksek yoğurt, kefir ve turşu gibi gıdalarla bağırsak florasının güçlendirilmesi öneriliyor. Lif açısından zengin sebzeler, meyveler ve tam tahıllar da ruh sağlığını destekleyen beslenme düzeninin önemli parçaları arasında yer alıyor.

Araştırmacılar, gazlı içeceklerin bağırsak mikrobiyotasındaki dengesizlikler üzerinden beyin kimyasını etkileyebileceğini vurgulayarak, bu tür içeceklerin özellikle yoğun tüketiminden kaçınılması gerektiğini ifade ediyor.

Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım

Bakmadan Geçme