Futbolda Şike Kumpası Soruşturmasında Şüphelilerin İfadeleri Ortaya Çıktı

FETÖ/PDY mensubu eski kamu görevlilerinin, 2011 yılında başlatılan ve kamuoyunda futbolda şike soruşturması olarak bilinen davada usulsüz müdahalelerde bulunduğu iddiaları gündemde.

FETÖ/PDY mensubu eski kamu görevlilerinin, 2011 yılında başlatılan ve kamuoyunda futbolda şike soruşturması olarak bilinen davada usulsüz müdahalelerde bulunduğu iddiaları gündemde. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, başta Fenerbahçe Spor Kulübü eski Başkanı Aziz Yıldırım olmak üzere spor camiasından çok sayıda kişinin hedef alındığı bu süreçte soruşturmayı sürdürüyor. Soruşturma kapsamında, Lütfi Arıboğan, Ahmet Gülüm, İlhan Helvacı ve Ebru Köksal'ın savcılığa verdikleri ifadeler detaylı şekilde ortaya çıktı. İfadeler, dönemin hukuki süreçlerinin ve TFF içerisindeki işleyişin farklı açılardan değerlendirilmesine ışık tutuyor.

Ebru Köksal İfadesinde Dönem İçindeki Gözlemlerini Anlattı

Şüpheli Ebru Köksal, TFF genel sekreteri olarak görev yaptığı süre boyunca hiçbir olağandışı işleme şahit olmadığını belirtti. Galatasaray Spor Kulübü'nden TFF'ye geldiğini ve görevinin tamamen profesyonel bir biçimde yürüttüğünü ifade eden Köksal, Mehmet Baransu'yu tanımadığını ve federasyon içerisinde FETÖ mensubu şahıslarla ilgili herhangi bir bilgisi bulunmadığını söyledi. Köksal, görev süresi boyunca yapılan işlemlerin kurallara uygun şekilde gerçekleştiğini, Lütfi Arıboğan ile sınırlı bir iletişimde bulunduğunu aktardı.

İlhan Helvacı Hukuki Perspektifi Paylaştı

TFF hukuk kurulu başkanı olarak görev yapan İlhan Helvacı, şike soruşturması sürecinde hukuka aykırı bir mail gönderimi veya alınması söz konusu olmadığını belirtti. 3 Temmuz 2011 tarihinde soruşturmanın başladığı haberini aldıktan sonra federasyon içindeki tartışmaları ve masumiyet karinesine dayalı yaklaşımı anlattı. Helvacı, görev süresince FETÖ/PDY mensupları tarafından hukuka aykırı yönlendirme yapılmasına şahit olmadığını söyledi ve federasyonun işleyişinin FİFA mevzuatına uyumlu şekilde yürütüldüğünü vurguladı.

Lütfi Arıboğan Türk Futbolunun Korunması Gerekliliğini Vurguladı

Arıboğan, UEFA'dan gelen yazı ve Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi sürecine dair alınan önlemleri detaylı şekilde açıkladı. O dönemde federasyon olarak Türk futbolunu korumak adına gerekli kararların alındığını belirtti. Ayrıca, emniyetin gözaltı listeleri ve medyada yer alan belgelerle ilgili süreçleri anlatarak, şike soruşturmalarına ilişkin hiçbir hukuka aykırı yönlendirmede bulunulmadığını ifade etti. Arıboğan, geçmişte milli sporculuk yapmış biri olarak 15 yıldır benzer iftiralara muhatap olduğunu ve hiçbir örgütün kontrolü altına girmediğini sözlerine ekledi.

Ahmet Gülüm İfadesinde Kendi Rolünü Anlattı

Ahmet Gülüm, TFF'de görev almadığını ve soruşturmalarla ilgili herhangi bir evrak almadığını belirtti. Lütfi Arıboğan'ın kendisine gönderdiği bir mail hakkında yorum yaparken, bunun tamamen rutin bir belge paylaşımı olduğunu, şike soruşturmalarının televizyonunda hiçbir şekilde gündeme gelmediğini söyledi. Gülüm, 15 yıldır spor camiasında görev yaptığını ve hiçbir hukuka aykırı süreçte yer almadığını vurguladı.

Soruşturmanın Devam Eden Süreci

Ortaya çıkan ifadeler, dönemin soruşturma süreçlerinin iç yüzünü ve TFF içindeki işleyişi detaylı şekilde gözler önüne seriyor. Şüphelilerin açıklamaları, hukuki prosedürlerin takip edildiğini ve federasyon çalışanlarının masumiyet karinesi çerçevesinde hareket ettiğini ortaya koyuyor. Soruşturmanın, FETÖ/PDY mensubu bazı eski kamu görevlilerinin iddiaları kapsamında devam ettiği ve yargı sürecinin dikkatle yürütüldüğü belirtiliyor. Bu ifadeler, Türk futbolunun geçmişte yaşadığı krizlerin anlaşılmasında önemli bir kaynak niteliği taşıyor.

Bakmadan Geçme