Diyarbakır'da Arsa Fiyatları Rekor Kırdı, İnşaat Sektörü Dar Boğaza Girdi

Türkiye ekonomisinin en önemli dinamiklerinden biri olan inşaat sektörü, son dönemde yükselen maliyetler nedeniyle ciddi bir krizle karşı karşıya.

Konut Alıcıları Küçük Dairelere Yöneliyor

Artan maliyetler, konut tiplerinin şekillenmesini de doğrudan etkiliyor. Musab Arasan, eskiden birikimiyle 2+1 ya da 3+1 daire sahibi olabilen vatandaşların bugün ancak 1+1 dairelere ulaşabildiğini vurguladı. Bu durum, müteahhitleri de proje planlamalarını değiştirmeye zorluyor.

Büyük metrekareli konutlar artık daha az talep görürken, satış ve kiralama açısından daha kolay el değiştiren 1+1 ve 2+1 dairelere olan ilgi artıyor. Yatırımcılar da bu küçük daire tiplerine yönelmiş durumda. 1+1 daireler kısa sürede kiraya verilebilme avantajıyla öne çıkarken, 2+1 daireler hem aileler hem de yatırımcılar için cazip bir seçenek olarak değerlendiriliyor. Bu yönelim, özellikle şehir merkezlerinde inşa edilen yeni projelerde açıkça görülüyor.

Metrekare Başına Daire Sayısı Azalıyor

Arsa fiyatlarındaki yükseliş sadece maliyetleri artırmakla kalmıyor, aynı zamanda proje verimliliğini de olumsuz etkiliyor. Arasan, müteahhitlerin artık aynı büyüklükteki arsaya daha az sayıda daire inşa edebildiğini belirtiyor. Bunun başlıca nedeni, yüksek arsa payları ve maliyetlerin yatırımcı üzerindeki baskıyı artırması.

Geçmişte arsa sahiplerinin pay oranı yüzde 30–35 civarındayken, bugün bu oran birçok bölgede yüzde 50'ye, bazı yerlerde ise yüzde 54'e kadar çıkmış durumda. Bu tablo, özellikle Diyarbakır gibi hızla büyüyen şehirlerde yeni konut projelerinin önündeki en büyük engellerden biri haline geliyor. Yüksek arsa bedelleri nedeniyle hem üretici hem de tüketici tarafında dengeler bozuluyor.

Malzeme Fiyatlarındaki Artış Belirsizliği Derinleştiriyor

İnşaat sektörünü zorlayan bir diğer önemli unsur da malzeme fiyatlarında yaşanan sürekli artış. Özellikle demir, hazır beton ve işçilik kalemlerinde neredeyse her iki haftada bir yeni zamların yapıldığını belirten Arasan, bu durumun projelerde ciddi bir belirsizlik yarattığını dile getirdi.

Müteahhitler, artan maliyetleri satış fiyatlarına yansıtmak zorunda kalıyor. Ancak fiyatlar yükseldikçe alıcı bulmak zorlaşıyor; yansıtılmadığında ise müteahhitler zarar ediyor. Bu kısır döngü, sektörde yeni projelerin başlamasını yavaşlatıyor ve arz-talep dengesini bozuyor. Arasan, malzeme fiyatlarının devlet tarafından denetlenmesi ve sektöre istikrar kazandıracak düzenlemelerin yapılması gerektiğini vurguladı.

Deprem Konutları Genel Konut Talebini Karşılamıyor

Son dönemde özellikle deprem bölgelerinde yürütülen toplu konut projeleri, genel konut ihtiyacını karşılamakta yetersiz kalıyor. Musab Arasan, Diyarbakır gibi illerde yıllık konut ihtiyacının 15 bin civarında olduğunu ancak üretilen konut sayısının 5–6 bini geçmediğini belirtti.

Deprem konutları, sadece hak sahiplerine yönelik olduğu için genel piyasa dengesi üzerinde sınırlı bir etkiye sahip. Bu da fiyatların düşmesini engelliyor ve arz yetersizliği sorununu büyütüyor. Dolayısıyla, özel sektörün üretim yapabilmesi için hem arsa fiyatları hem de inşaat maliyetlerinde istikrarın sağlanması gerekiyor.

Yatırımcılar İçin Stratejik Hamle Önerileri

Musab Arasan, mevcut koşullarda yatırımcılara da tavsiyelerde bulundu. Uzun vadeli yatırımlar için arsa, orta vadede ticari gayrimenkuller, kısa vadede ise 1+1 ve 2+1 konut tiplerinin daha avantajlı olduğunu söyledi. Özellikle küçük dairelerin kira getirisi ve satış kolaylığı bakımından öne çıktığını belirtti.

Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım

Bakmadan Geçme