Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'dan SDG'ye, 'Silahla Devam Eden Silahla Karşılık Bulur'

Hakan Fidan, katıldığı televizyon programında bölgesel gelişmelerden Türkiye'nin güvenlik politikalarına kadar pek çok başlıkta dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, katıldığı televizyon programında bölgesel gelişmelerden Türkiye'nin güvenlik politikalarına kadar pek çok başlıkta dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. Özellikle Suriye sahasındaki dengelere ve SDG'nin tutumuna ilişkin sözleri öne çıkan Bakan Fidan, silahlı yöntemlerde ısrar edilmesi halinde bunun karşılıksız kalmayacağını vurguladı. Açıklamalar, hem Türkiye'nin dış politika yaklaşımını hem de terörle mücadelede izlenen stratejiyi net biçimde ortaya koydu.

Gazze Süreci Ve İsrail'in Anlaşma İhlalleri

Bakan Fidan, Gazze'de varılan mutabakatlara rağmen İsrail'in bu anlaşmaları defalarca ihlal ettiğini ifade etti. Türkiye'nin bu süreçte dengeli ve ilkeli bir duruş sergilediğini belirten Fidan, Ankara'nın hem kendi güvenlik alanını koruyan hem de bölgedeki dostlarına güven veren bir politika izlediğini dile getirdi. İsrail'in sahadaki tutumunun bölgesel istikrarsızlığı derinleştirdiğine dikkat çeken Fidan, yapılan ihlallerin yalnızca Filistin'i değil tüm bölgeyi etkileyen sonuçlar doğurduğunu söyledi. Türkiye'nin bu tablo karşısında diplomatik girişimlerini sürdürdüğünü ve uluslararası hukuk temelinde hareket ettiğini vurguladı.

SDG'nin İsrail'den Aldığı Destek Ve Bölgesel Etkiler

Programda SDG konusuna özel bir parantez açan Hakan Fidan, bu yapının İsrail'den destek aldığını açık bir şekilde ifade etti. Bunun yeni bir durum olmadığını belirten Fidan, SDG'nin geçmişte de benzer bir çizgide hareket ettiğini söyledi. SDG'nin hiçbir dönemde gerçek anlamda muhalefetle birlikte Esed yönetimine karşı hareket etmediğini dile getiren Bakan Fidan, Esed'in iktidarda kalmasının yalnızca Rusya ve İran'ın değil, İsrail'in de çıkarlarına hizmet ettiğini savundu. Bu nedenle İsrail'in etkisi altında olan bazı ABD'li politikacıların da benzer bir tutum benimsediğini belirtti. DEAŞ'ın ise sahada farklı aktörler tarafından kullanılan bir araç haline geldiğini, ancak Suriye'de oluşan yeni yönetim yapısının bu duruma izin vermeyeceğini düşündüğünü ifade etti.

Silahlı Mücadeleye Net Uyarı

Bakan Fidan'ın açıklamalarında en dikkat çeken bölüm, SDG'ye yönelik net mesajı oldu. DEAŞ gerekçesiyle sürecin uzatılmasının artık kabul edilemez olduğunu söyleyen Fidan, meselenin yalnızca Suriye'nin güvenliğiyle sınırlı olmadığını, Türkiye'nin ulusal güvenliğini de doğrudan ilgilendirdiğini vurguladı. İdeolojik hedefleri olan yapıların silah yerine siyaset yolunu tercih etmesi gerektiğini belirten Fidan, silahla yoluna devam edenlerin karşısında yine silahlı bir duruş bulacağını açık ifadelerle dile getirdi. Türkiye'nin bu konuda kararlı olduğu ve gerekli adımları atmaktan çekinmeyeceği mesajı net bir şekilde verildi.

Terörsüz Türkiye Sürecinde Gelinen Nokta

Hakan Fidan, iç güvenlik ve toplumsal barış başlığında ise Terörsüz Türkiye sürecine değindi. Bu sürecin şeffaf bir şekilde ilerlediğini belirten Fidan, toplumsal barış açısından tarihi bir fırsatla karşı karşıya olunduğunu söyledi. Sürecin daha da derinleştirilmesi ve kalıcı hale getirilmesinin önemine dikkat çeken Bakan Fidan, Cumhurbaşkanı'nın sergilediği siyasi olgunluk ve liderliğin bu noktada belirleyici olduğunu ifade etti. Sürecin arkasında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ve halkın güçlü bir desteğinin bulunduğunu vurgulayan Fidan, kamuoyunda beklentilerin dile getirildiğini ancak terör örgütü cephesinden somut adımların henüz gelmediğini de sözlerine ekledi.

Türkiye Güvenlik Ve Diplomasi Dengesini Koruyor

Bakan Fidan'ın açıklamaları, Türkiye'nin hem sahada hem de masada güçlü bir aktör olma hedefini sürdürdüğünü gösterdi. Güvenlikten taviz vermeden diplomasi kanallarını açık tutan Ankara'nın, bölgesel gelişmeleri yakından takip ettiği ve gerektiğinde sert mesajlar vermekten kaçınmadığı net şekilde ortaya kondu. Özellikle SDG ve benzeri yapıların tutumlarının Türkiye açısından yakından izlendiği, ulusal güvenliği tehdit eden her unsurun karşısında kararlı bir duruş sergileneceği vurgulandı. Bu açıklamalar, önümüzdeki dönemde Türkiye'nin dış politika ve güvenlik adımlarının da güçlü sinyallerini verdi.

Bakmadan Geçme