Bir Workshop Deneyimiyle Başlayan Tufting Yolculuğu, Dicle Gülün Hayatını Baştan Aşağı Değiştirdi
Sosyal medyada izlenen kısa bir video, kimi zaman bir hobiye, kimi zaman ise tüm yaşamın yönünü değiştiren bir karara dönüşebiliyor.
Sosyal medyada izlenen kısa bir video, kimi zaman bir hobiye, kimi zaman ise tüm yaşamın yönünü değiştiren bir karara dönüşebiliyor. Dicle Gül'ün hikyesi de tam olarak böyle başladı. Yabancı bir sanatçının yalnızca 30 saniyelik bir videoda neon renkler ve soyut formlarla oluşturduğu sıra dışı halılar, genç tasarımcının dikkatini çekti. Bu görüntülerle birlikte tufting tekniğiyle tanışan Dicle Gül, katıldığı bir günlük workshop sonrası kurumsal kariyerini geride bırakarak kendi üretim dünyasını kurdu. Bugün ise evini atölyeye çeviren genç kadın, özgün tasarımlarıyla markalarla iş birliği yapan bir üretici olarak yoluna devam ediyor.
Sanatla İç İçe Geçen Bir Çocukluktan Tasarıma Uzanan Yol
1998 yılında Ankara'da dünyaya gelen Dicle Gül, henüz dört yaşındayken ailesiyle birlikte İstanbul'a taşındı. Emekli öğretmen bir anne ve emekli subay bir babanın çocuğu olan Dicle, bir abi ve bir abla ile birlikte sevgi dolu bir aile ortamında büyüdü. Aile bireylerinin birbirleriyle güçlü iletişim kurduğu bu ortam, onun kendini ifade etme becerilerini küçük yaşlardan itibaren geliştirmesine katkı sağladı. Sanatla erken yaşta tanışmasında ailesinin büyük rolü oldu. Ressam ve heykeltıraş olan ablası sayesinde sergiler, sanat malzemeleri ve yaratıcı üretim süreçleri hayatının doğal bir parçası haline geldi. Kadıköy Anadolu Lisesi'nden mezun olduktan sonra Bahçeşehir Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü'nü kazanan Dicle, akademik eğitimini de tasarım ekseninde sürdürdü.
Kurumsal Hayattan Atölyeye Giden Beklenmedik Karar
Üniversite sonrası kurumsal bir firmada çalışmaya başlayan Dicle Gül, iş hayatının ikinci yılında bambaşka bir dünyayla tanıştı. Sosyal medyada karşısına çıkan ve alışılmış halı anlayışının çok ötesinde tasarımlar sunan bir video, onun için dönüm noktası oldu. Neon renkler, soyut şekiller ve enerjik formlarla hazırlanan halılar, tasarımın sınırlarının ne kadar geniş olabileceğini gösterdi. Merak duygusuyla katıldığı bir günlük workshop, tufting tekniğini birebir deneyimlemesini sağladı. Bu kısa deneyim, uzun vadeli bir değişimin kapısını araladı. Kurumsal hayatın rutin yapısından uzaklaşıp üretime odaklanmak isteyen Dicle, evinin salonunu atölyeye dönüştürerek kendi yolunu çizmeye başladı.
Tufting Tekniğiyle Genişleyen Üretim Alanı
Tufting tekniğiyle yalnızca halı üretmekle yetinmeyen Dicle Gül, zamanla farklı ürünler üzerinde de denemeler yaptı. Duvar dekorları, tablolar ve kırlentler üretirken, kıyafetler üzerinde de çalışmalar gerçekleştirdi. Her ne kadar tekstil tarafına yoğunlaşma fırsatı bulamasa da bu alana ilerleyen dönemlerde yeniden dönmek istediğini ifade ediyor. Tufting tekniğinin sınır tanımayan yapısı, onun üretim vizyonunu da genişletti. Bu yöntemle koltuk tasarlayan, vazo ya da otomobil kaplaması yapan tasarımcıları görmek, tekniğin ne kadar esnek olduğunu gözler önüne serdi. Dicle, her yeni projede hem teknik bilgisini geliştiriyor hem de kendi stilini daha net hale getiriyor.
Müşteri Taleplerinden Doğan Seriler Ve Kişisel Stil Arayışı
Zamanla artan siparişler, Dicle Gül'ün üretim sürecini de şekillendirdi. Halıların boyutu büyüdükçe ve desenler karmaşıklaştıkça üretim süreleri uzasa da ortaya çıkan sonuçlar yeni fikirlerin doğmasına neden oldu. Müşterilerinin talepleri, birçok serinin başlangıç noktası haline geldi. Banyolar için tasarlanan ördekli bir halı, zamanla bir seriye dönüştü. Meyvelerden ilham alan renkli çalışmalar, sosyal medyada büyük ilgi gördü. Son dönemde ise kuş figürlerinin yer aldığı tasarımlar ön plana çıkıyor. Dicle, bu süreçte hem kendi estetik çizgisini oluşturuyor hem de farklı talepler sayesinde deneyim kazanıyor. Ürünlerinin satışını ağırlıklı olarak internet ve sosyal medya üzerinden gerçekleştiriyor.
Markalarla Yapılan İş Birlikleri Ve Kurumsal Deneyimin Katkısı
Bugün Dicle Gül, özgün tufting tasarımlarıyla çeşitli markalarla ortak projeler yürütüyor. Mağazalar için hazırladığı dekoratif ürünlerde, markaların kimliğini yansıtırken kendi stilini korumaya özen gösteriyor. Bu dengeyi kurmanın kendisi için ayrı bir motivasyon kaynağı olduğunu belirten Dicle, geçmişte kurumsal hayatta edindiği disiplin ve iletişim alışkanlıklarının bu süreçte büyük fayda sağladığını dile getiriyor. Markalarla çalışırken aynı dili konuşabilmenin, beklentileri doğru anlamanın ve yaratıcı çözümler sunmanın önemine dikkat çeken genç tasarımcı, üretim yolculuğunu her geçen gün daha da ileriye taşıyor.