12 Eylül darbesi: Türk demokrasisinin karanlık günleri
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en ağır askeri müdahalelerinden biri olan 12 Eylül 1980 darbesi, 'Bayrak Harekatı' kod adıyla yaklaşık dört aylık gizli hazırlığın ardından sabaha karşı uygulamaya konuldu. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren'in radyodan okuduğu bildiriyle Türkiye, demokrasi dışı bir döneme uyandı.
Milli Güvenlik Konseyi Tüm Yetkileri Ele Aldı
Darbenin mimarları arasında Kenan Evren'in yanı sıra Kara Kuvvetleri Komutanı Nurettin Ersin, Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya, Deniz Kuvvetleri Komutanı Nejat Tümer ve Jandarma Genel Komutanı Sedat Celasun yer aldı. Bu beş komutanın oluşturduğu Milli Güvenlik Konseyi, anayasal düzeni askıya alarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni feshetti, siyasi partilerin faaliyetlerini durdurdu ve ülke genelinde sıkıyönetim ilan etti.
Siyasi Liderler Sürgüne Gönderildi, Dernekler Kapatıldı
Dönemin siyasi liderleri Süleyman Demirel ve Bülent Ecevit Hamzakoy'a, Necmettin Erbakan ve Alparslan Türkeş ise Uzunada'ya sürgüne gönderildi. Türk Hava Kurumu, Kızılay ve Çocuk Esirgeme Kurumu dışındaki tüm dernekler kapatıldı. Sendikaların ve meslek kuruluşlarının faaliyetleri durduruldu.
İdamlar ve İnsan Hakları İhlalleri Hafızalara Kazındı
Darbe sonrası kurulan mahkemelerde yüzlerce kişi idamla yargılandı. 9 Ekim 1980'de sol görüşlü Necdet Adalı ve ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu'nun idam edilmesinin ardından, 17 yaşındaki Erdal Eren'in yaşı büyütülerek 13 Aralık 1980'de infaz edilmesi kamuoyunda derin yaralar açtı. Kenan Evren'in 'Asmayalım da besleyelim mi?' sözleri, dönemin insan hakları ihlallerinin simgesi haline geldi.
Toplumsal Hayata Darbe: Gözaltılar, Yasaklar ve İşten Çıkarmalar
Darbe sürecinde 650 bin kişi gözaltına alındı, 230 bin kişi yargılandı, 7 binden fazla kişi hakkında idam talep edildi. 50 kişi idam edildi, 14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarıldı, 30 bin kişi işinden edildi. 4 bine yakın öğretmen ve çok sayıda akademisyen görevden alındı. Yaklaşık bin film 'sakıncalı' bulunarak yasaklandı.
1982 Anayasası ve Darbecilere Dokunulmazlık Zırhı
Darbecilerin hazırladığı 1982 Anayasası, yüzde 92'lik 'evet' oyuyla kabul edildi. Anayasaya eklenen geçici 15. madde ile darbecilere ömür boyu dokunulmazlık sağlandı. Ancak 12 Eylül 2010 referandumuyla bu madde kaldırıldı ve darbecilerin yargılanmasının önü açıldı.
Evren ve Şahinkaya'ya Müebbet Hapis Cezası
Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan soruşturma sonucunda, 2012'de 'Anayasayı ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçlamasıyla dava açıldı. 2014'te Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi, her iki sanığı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Cezalar müebbet hapse çevrildi, rütbelerinin sökülmesine karar verildi.
Yargı Süreci Sanıkların Ölümüyle Sonlandı
Evren 9 Mayıs 2015'te, Şahinkaya ise 9 Temmuz 2015'te hayatını kaybetti. Yargıtay 16. Ceza Dairesi, sanıkların ölümü nedeniyle davanın düşmesine karar verdi. Yerel mahkeme bu karara uyarak kamu davasını ortadan kaldırdı. Ayrıca Evren ve Şahinkaya'nın mal varlıklarına el konulmasına ve rütbelerinin geri alınmasına yer olmadığına hükmedildi.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi de bu kararları onaylayarak, 12 Eylül darbesine ilişkin yargı sürecini hukuken noktalamış oldu.