• Haberler
  • Güncel
  • 2025'in En İyi Kitapları Açıklandı: New York Times Yılın En Güçlü Kurgu ve Kurgu Dışı Eserlerini Seçti

2025'in En İyi Kitapları Açıklandı: New York Times Yılın En Güçlü Kurgu ve Kurgu Dışı Eserlerini Seçti

The New York Times'ın kitap editörleri, bir yıl boyunca yüzlerce eseri inceleyerek 2025'in en dikkat çekici kitaplarını belirledi.

The New York Times’ın kitap editörleri, bir yıl boyunca yüzlerce eseri inceleyerek 2025’in en dikkat çekici kitaplarını belirledi. Hem kurgu hem de kurgu dışı kategorilerde hazırlanan bu seçki, edebi yaratıcılığın sınırlarını zorlayan, farklı coğrafyalara ve duygusal derinliklere uzanan hikâyelerden oluşuyor. Editörler, savaş alanlarından sanat galerilerine, inziva dolu manastırlardan denizlerin ortasında yaşanan hayatta kalma mücadelelerine kadar uzanan geniş bir anlatı evrenini mercek altına aldı.

Kurgu Kitaplarında Zamanı ve Sınırları Aşan Hikâyeler

2025’in en iyi kurgu eserleri, okuru hem tarihsel hem de çağdaş yaşamlarda dolaştıran güçlü hikâyelerden oluşuyor. Romanlar, I. Dünya Savaşı'nın dehşetinden modern şehirlerdeki kimlik arayışlarına kadar geniş bir yelpazede ilerliyor. Her bir eser, kendi döneminin ruhunu yansıttığı gibi, insan doğasının evrensel yönlerini de cesurca sorguluyor. Editörler, seçilen romanların anlatım ustalığı ve yoğun duygusal katmanları nedeniyle modern edebiyatın önemli yapı taşları arasında yer alabileceğini belirtiyor.

“Angel Down”: Alışılmadık Bir Yapının Büyüleyici Gücü

Daniel Kraus’un “Angel Down” adlı romanı, biçimsel olarak son derece cesur bir eser. Tamamı tek bir cümleden oluşan 285 sayfalık bu kitap, askerlikten kaçarken savaş alanında bir melek bulan bir adamın sarsıcı deneyimini merkeze alıyor. Bilinç akışı tekniği ve yoğun atmosferiyle dikkat çeken eser, eleştirmenler tarafından “yapılamaz görünenin başarıyla hayata geçirilmiş hâli” olarak nitelendiriliyor. Hem deneysel hem de duygusal açıdan katmanlı olan roman, okurda derin bir iz bırakıyor.

“The Director”: Nazi Avrupa’sında Bir Sanatçının Sıkışmışlığı

Daniel Kehlmann’ın “The Director” adlı romanı, Nazi baskısı altında sanat üretmeye çalışan Avusturyalı film yapımcısı G.W. Pabst’ın iç çatışmalarını çarpıcı bir anlatıyla aktarıyor. Bir yanda sanatsal idealler, diğer yanda totaliter bir rejimin dayattığı şartlar... Kehlmann’ın mizah ve tarihsel detaylarla zenginleştirdiği bu portre, yaratıcılık ile zorunlu uyum arasındaki gerilimi etkileyici bir biçimde gözler önüne seriyor. Roman, bugün bile geçerliliğini koruyan etik sorularla dolu.

“The Loneliness of Sonia and Sunny”: Nesiller Arası Bir Aile Destanı

Kiran Desai’nin 700 sayfalık kapsamlı romanı, göç, kimlik ve aile bağları gibi evrensel temaları ele alıyor. Hindistan’dan gelen iki göçmenin Amerika’da kurmaya çalıştığı yaşam üzerinden ilerleyen hikâye, hem kişisel hem toplumsal dönüşümleri incelikli bir dille yorumluyor. 1990’lardan 11 Eylül sonrasına uzanan geniş zaman dilimi, romanın köklü bir aile destanı havası taşımasını sağlıyor. Entrikalar, kaybolan eşyalar, güçlü karakterler ve kültürel çatışmalar romanı zenginleştiriyor.

“The Sisters”: Yapısal Cesaretiyle Dikkat Çeken Bir Anlatı

Jonas Hassen Khemiri’nin “The Sisters” adlı romanı, zaman kurgusuyla öne çıkıyor. Hikâye giderek kısalan süre parçacıklarıyla anlatılıyor ve bu teknik, romanın ritmini benzersiz kılıyor. Eser, aile içi bağlar, yalnızlık, kimlik ve geçmişle yüzleşme üzerine yoğunlaşıyor. Yazarın üslubu, okuru hem şaşırtan hem de duygusal açıdan içine çeken bir bütünlük sunuyor.

Kurgu Dışı Eserlerde Gazetecilik, Tarih ve İnsani Hikâyeler

Kurgu dışı eserlerde bu yıl öne çıkan temalar arasında konut krizleri, tarihi bir siyahi kilisenin trajedisi, bir ressamın yeniden keşfedilen yaşamı ve okuru hem duygusal hem entelektüel olarak zorlayan anne-kız ilişkileri yer alıyor. Bu kategorideki kitaplar, araştırmacı gazeteciliğin gücünü, kişisel tanıklıkların derin etkisini ve tarihsel olayların insan hayatındaki yansımalarını detaylı biçimde işliyor.

“A Marriage at Sea”: Bir Hayatta Kalma ve Ortaklık Hikâyesi

Sophie Elmhirst’ün kitabı, 1972 yılında tekneleri Pasifik’te bir balina tarafından parçalanan Maurice ve Maralyn Bailey çiftinin 118 günlük hayatta kalma mücadelesine odaklanıyor. Bu dramatik gerçek hikâye, yalnızlık, dayanıklılık ve birlikte var olmanın ağırlığı üzerine güçlü bir meditasyon niteliği taşıyor. Okura, insan direncinin sınırlarını düşündüren çarpıcı bir anlatı sunuyor.

Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım

ERTV Malatya - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme

WhatsApp İhbar Hattı
05443281444
ÇEKİN, GÖNDERİN, YAYINLAYALIM!